30 Aralık 2011 Cuma

Yılbaşı gecesi ne yemeli, ne içmeli ?


Yılbaşı gecesi ne yemeli, ne içmeli ? Yılbaşında diyetinizi bozmak istemiyorsanız, yılbaşının ertesi günü rahat uyanmak istiyorsanız bu röportajı dinlemelisiniz.
DETAYLAR AZ SONRA BLOG SAYFAMIZDA !

İnsan bedenindeki en hayati organ kandır. Biyolojik hayatın devamı en önce kanımızın canlı ve akıcı kıvamını muhafaza edebilmesine bağlıdır.Kanımız için en büyük tehlike ise pıhtılaşması yani akıcılığını kaybetmesidir. Kanın pıhtılaşması, kalbi besleyen damarlarda beslenmenin kısıtlanmasına, bu da kalbin durmasına neden olur. Pıhtılaşmadan en başta SİGARAYI BIRAKARAK, rafine gıdalardan uzak durarak ve hareket ederek korunabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr

28 Aralık 2011 Çarşamba


Sigara içen kişiler : 1- Kivi, kırmızı biber, kuşburnu, portakal, limon, maydanoz, salatalık ve diğer yeşil yapraklı sebzeler gibi C vitamini bakımından zengin besinleri tüketmelidirler. 2- Antioksidan içeriği yüksek olan soğan ve sarımsak tüketimine özen göstermelidirler. 
3- Günde 1-2 bardak süt veya yoğurt veya kefir tüketmelidirler. 4- Omega 3 ve Omega 6 dan zengin olan balık, semizotu, ısırgan, keten tohumu gibi besinleri tüketmelidirler.
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr 

27 Aralık 2011 Salı


Sigaranın zihni bulandırdığını biliyor muydunuz ? Araştırmalar özellikle kırklı yaşlarda görülen hafıza sorunları ve mantık yürütme becerisindeki azalmanın sigara ile ilgisi olduğunu ortaya koyuyor. Siz de 45 dk'lık tek bir seansta sigarayı bırakabilmek için bizimle irtibata geçebilirsiniz. info@ota.com.tr - 0212 227 70 20

26 Aralık 2011 Pazartesi

Sigaradan ilk nefesin çekilmesiyle birlikte kalbin atışı dakikada yaklaşık 20 atış hızlanır. Normalden hızlı çalışan kalbin daha fazla oksijene ihtiyacı vardır, oysa sigara dumanıyla birlikte vücuda giren karbon monoksit kandaki oksijeni kovar, dolayısıyla kalp az oksijenle çok fazla çalışmak zorunda kalır ve vaktinden önce yorulur, yaşlanır ve ölür. 
Mora Terapi ile tek seansta sigarayı bırakabilmek için bize ulaşın : 0212 227 70 20 - info@ota.com.tr

Soya alışkanlığı


Soya hem lezzetli hem sağlıklı bir kurubaklagil çeşitidir. Soyanın içeriğindeki izoflavon ve lignan denilen besin maddeleri kısaca fitoöstrojen başlığı altında özetlenebilir. Fitoöstrojenler insan vücudunda östrojen hormonunu taklit eden özellik taşırlar, dolayısıyla bazı dokularda östrojeni taklit ederken bazı dokularda ise östrojenin etkisini bloke edebilirler. Fitoöstrojenlerin kadınlarda sıcak basmaları ve osteoporozu önlemeye yardımcı olabileceği belirtilmektedir. Yanısıra soyanın kan kolesterol dengesini sağlayıcı ve içerdiği yüksek protein miktarı sayesinde doyurucu olma özelliği vardır. Soyanın içerdiği fitoöstrojenlerin kolorektal kanseri riskini önlemeye yardımcı olduğu üzerinde durulmaktadır. Fakat infertilite tedavisi gören ve yanısıra kilo fazlalığı olan erkeklerin soya ürünlerini dikkatli tüketmelerinde fayda olacaktır, çünkü soya ürünlerinin sperm sayısını azaltıcı etkisi olabilmektedir. Yapılan bir çalışmada infertilite kliniğine başvuran erkekler arasında düzenli soya ürünü tüketenlerin tüketmeyenlere göre ml başına 41 milyon daha az spermi olduğu görülmüştür. Düzenli soya tüketiminin olası sperm azaltıcı etkisinin normal kilolu olanlara kısayla obez erkeklerde daha yaygın olabileceği belirtilmektedir.

Sigara tiryakilerinde hiç içmeyenlere göre 5 kat fazla kırışık olduğunu biliyor muydunuz ? Sigara, A vitamini seviyesini ve serbest radikallere karşı korunma sistemini çökerterek, kırışıklıkların oluşumunu kolaylaştırır. Siz de, TEK SEANSTA SİGARAYI BIRAKMANIZI sağlayacak olan MORA TERAPİ ile sigaradan ömrünüzün sonuna kadar kurtulabilirsiniz. Daha fazla bilgi için 0212 227 70 20 - info@ota.com.tr

23 Aralık 2011 Cuma


MORA Sigarayı Bırakma yöntemi nasıl etki eder ? Mora Terapi, vücudun nikotine olan tanışıklık durumunu ortadan kaldırmaktadır. Uygulama sonrasında sigara isteği azalmakta ve giren kişilerin hemen hepsinin söylediği gibi "vücudun sigara istemiyor olması, fiziksel bir istek duymama hali" yaşanmaktadır. Mora Terapi uygulaması sonrasında kişi, sigara içmeye kalksa bile hem eski bildiği tadı alamamakta, hem de bağımlılık durumunun eskisinden farklı olduğunu görmektedir. Etkisi, nikotin vücuda tekrar tekrar ve ısrarla tanıtılmadığı sürece kalıcıdır.
Daha fazla bilgi için . www.ota.com.tr 

B12 vitamini için 12 neden


22 Aralık 2011 Perşembe


Ota Tıp Merkezi ve Ota Poliklinik 'te MORA Yöntemi ile TEK SEANSTA Sigarayı Bırakma Tedavisi başlamıştır. Yılbaşına kadar başvuran herkese açılışa özel % 25 indirim yapılacaktır. Daha fazla bilgi ve randevu için : 0212 227 70 20 veya info@ota.com.tr

Krom Mineralinin İnsan Vücudunda Önemli Etkileri Vardır




Krom minerali 1954 yılından bu yana bilinmesi karşın, önemi 1970'li yılların sonunda ağız yolundan beslenmeyen ve besin gereksinimini sadece damar yoluyla almak durumunda kalan insanlarda kan şekerinin yükselmesi ile ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmada kan şekeri yüksekliğinin damar yoluyla verilen besin maddesi karışımında krom mineralinin eksikliğinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Damar yolu beslenmesine krom eklendiğinde kan şekerindeki yüksekliğin giderildiği görülmüştür. Krom mineralinin kan şekerini düşüren insülin hormonunun etkisini destekleyerek fayda gösterebildiği ve böylece insülinin karbonhidrat, lipid (yağ), ve protein üzerindeki rolünü etkileyebileceği düşünülmüştür. Krom ile insülin aktivitesi arasındaki ilişki tam olarak netlik kazanmasa da Tip-2 diyabet hastalarında kandaki trigliserid düzeylerinin dengelenmesi yönünde olumlu etki yapabileceği düşünülmektedir.
Günlük krom minerali gereksinimi 9 yaşından büyük kadınlarda günde 21-25 mcg, aynı yaş grubunda erkeklerde günde 25-30 mcg'dır. 1-8 yaş grubu çocuklarda ise gereksinim günde ort. 11-15 mcg'dır. 1 çorba kasesi brokolide 22 mcg krom minerali bulunduğundan iyi bir kaynaktır. Karaciğer ve istiridye de kromdan zengin besinlerdir.  

YOĞURDUN SUYUNU ATMAYIN ! 
Yoğurdun suyunda biriken probiotik ve prebiotik maddeler, kabızlık, ishal, kalp hastalıkları, şeker, kemik erimesi ve kalın bağırsak kanseri gibi çeşitli rahatsızlıklara karşı birebirdir.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Posa eksikliği nedeniyle doymuyor olabilirsiniz.

Posa besinlerin içinde yer almasına karşın vücudun emmediği yegane kısımdır. Posalar gıdayla birlikte yenir fakat sindirilmeden dışkılama yoluyla atılırlar. Başka bir deyişle posanın yenmesine rağmen sindirim kanalından emilemediği için vücut için kalorik değeri yoktur. İlk akla gelen soru bu durumda eğer emilmeyecekse ve dışarıya atılacaksa posanın gıdaların içinde neden yer aldığıdır. Posalar meyve, sebze, kurubaklagil gibi gıdaların hacimli durmasını sağlarlar, binanın iskeleti gibi düşünülebilirler, gıdanın içinde yer kaplayıp gıdanın hacimli durmasını sağlarken bu gıdaları tüketen insanların mide ve bağırsaklarında hacim etkisi yaratmaya devam ederler. Böylece kalori vermeden mide ve bağırsakta oluşan bu hacim doymayı sağlar. Posalar sayesinde doyarız. Eğer gıdaların içinde posa yer almasaydı bu durumda mide sadece sayısız kalori ile dolar fakat buna rağmen açlık devam ederdi. Nitekim meyve, sebze, kurubaklagil gibi posadan zengin gıdalarla beslenmeyen kişiler hızla şişmanlamakta ve doymamaktan yakınmaktadırlar. Yanısıra bu kişilerde posa eksikliğinde kabızlık, kan şekeri ve kan yağlarında dengesizlikler de görülebilmektedir. Yeterince posa tüketilmediği müddetçe şişmanlık büyük bir hızla ilerlemeye devam eder. Bu nedenle tüketilen gıdalar yeterince posa sağlamıyorsa posa gereksiniminin tüketime hazır posa ile yerine konması oldukça pratik ve sağlıklı şekilde doyum sağlar.

Şişman görüntünün ardında gizlenen besin öğesi eksikliklerine dikkat !


Toplum içinde şişman kişilerle ilgili bazı yanlış kanaatlerin olduğunu
görmekteyiz. Kişi kilo almışşa sanki her türlü gıdadan fazla yemiş ve
vücudunda her tür gıda maddesi aşırı miktarda varmış gibi bir düşünce hakim
olabilmektedir. Oysa ki sanılanın aksine şişman kişilerde mikro besin öğesi
(mineral ve vitamin) eksiklikleri yaygın olarak görülmektedir. Bunun nedeni
kişinin et, meyve, süt gibi temel gereklilikleri yerine sürekli makarna,
beyaz ekmek, beyaz pirinç, poğaça, kek, simit, börek, bisküvi, patates
kızartması gibi mineral ve vitaminden fakir fakat yüksek kalorili içeren
gıdalarla tek yönlü beslenmesidir. Dengesiz bir beslenmede hamur ve yağ ön
planda olduğundan kişi fazla da yese maalesef aşırı kalorinin dışında günlük
besin öğesi gereksinimlerini alamıyor demektir. Kişinin kilosu giderek
artarken diğer taraftan vücutlarında demir, kalsiyum, fosfor, B12 vitamini,
C vitamini gibi başlıca mineral ve vitaminler giderek azalmaya başlar.

Dolayısıyla şişman kişilerde demir ve B12 vitamini yetersizliğine bağlı
kansızlık çeşitlerine sık rastlanmaktadır, yanısıra yetersiz kalsiyum,
fosfor ve D vitamini eksikliğine bağlı sağlık sorunları nedeniyle tedaviye
gereksinimleri doğabilmektedir. Şişman kişilerde fazla olan yağ miktarı
tedaviyle azaltılırken, vücutta eksikliği tespit edilen mineral ve
vitaminlerin ise yerine koyma tedavisi ile düzeltilmesi önemli ve
gereklidir. Nasıl ki eksik malzeme ile yapılmış binalar kolayca yıkılıyorsa,
mineral ve vitamini eksik olan insan vücudu da ister zayıf ister şişman
olsun dengede olunmadığını gösterir. Dengesiz beslenen her kişi yaşamının
belirli bir döneminde mineral ve vitamin eksikliği ile karşılaşabilir.
Şişman kişiler dengesiz beslendikleri için mineral ve vitamin eksikliğine
sıkça rastlanabilmekte ve zayıflama tedavisinin bir parçası olarak eksik
olan mineral ve vitaminlerin yerine koyma tedavisi yapılabilmektedir.

18 Aralık 2011 Pazar


MANGO : Ortalama büyüklükteki bir mango neredeyse günlük önerilen C vitamini miktarının tamamını içerir. Kolajen üretimine etki edere, sağlıklı cilt ve bağ dokusu için önemli bir proteindir. MAngo C ve E vitamini içeren bir kaç meyveden biridir ve hafızayı güçlendirir. Ayrıca yüksek oranda bağışıklık sistemini güçlendiren beta-karoten içerir. Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr

16 Aralık 2011 Cuma

 
Kılcal damar varis problemleri, günümüzde lazer ile tedavi edilebilirler. Bu tedavide lazer uygulaması, cilt soğutularak yapılır ve kılcal damarın büzüşerek yok olması amaçlanır. 
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr

15 Aralık 2011 Perşembe

 
Çocuk Obezitesinden korunabilmek için ipuçları : TV, sinema ve video oyunları günde 2 saatin altına indirilmelidir, Okul spor oyunlarına çocuğun katılımı cesaretlendirilmeli ve desteklenmelidir, çocuklar ev ödevinden önce, okuldan sonra dışarıda aktif bir işe cesaretlendirilmelidir, çocuklara fitnes içerikli hediyeleri seçilmelidir (paten, ip atlama, bisiklet gibi ). Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr

14 Aralık 2011 Çarşamba


Olası risklerden uzak bir hamilelik geçirmek ve sağlıklı bir bebeğe sahip olabilmek için hamileliğin başlamasından en az 3 ay önce doktora başvurmak gerekmektedir. 
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr 

13 Aralık 2011 Salı

PRP (Platelet Rich Plasma) Bu uygulama bir kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrifüj işlemine tabi tutulmasından sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma”nın (PRP), yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır. OTA POLİKLİNİĞİ - www.ota.com.tr

12 Aralık 2011 Pazartesi

BİLGİ : Kalp kapak hastalıklarının tespit edilmesinde en önemli test EKOKARDİYOGRAFİ iken, kalp damar tıkanıklıklarının tespit edilmesinde en önemli testlerden biri EFOR testidir. Kalp ritminin özel bir cihaz yardımıyla 24 saat boyunca kaydedilip, sonuçlarının doktor tarafından incelenmesi yöntemi RİTM HOLTER; kişilerin kan basınçlarının 24 saat süreyle belirli aralıklarla ölçülüp kayedilmesi yöntemi TANSİYON HOLTER' ismini alır.
Daha fazla bilgi için : www.otatipmerkezi.com

Stresli durumların metabolizmamızda yarattığı etkilerden birisi de hormonların etkilenmesidir. Stresle glikoz metabolizmasını sağlayan ve böbreküstü bezleri tarafından salgılanan önemli bir hormon olan kortizol etkilenir. Kortizolün yükselmesi durumunda insan bünyesi enerji yakmaktan daha çok enerji üretme ve yağ depolama halinde olur.Yüksek seviyelerde kortizol salgılayan kişiler daha çok yemek, özellikle de karbonhidratlı gıdalar seçme eğiliminde olabilirler.
www.ota.com.tr

10 Aralık 2011 Cumartesi

Hipertansiyon ve TUZ !

Hipertansiyon tedavisinde yapılacak ilk şey tuz alımının azaltılmasıdır. Hipertansiyon tedavisi  sürse dahi tuz kısıtlaması yapılmadığı takdirde tedavi eksik kalacaktır. Gıdalarda özellikle gözden kaçan yüksek tuz oranı ekmek, turşu, peynir ve zeytin içindeki tuzdur. Hastalar tuz kısıtlaması yaparken bu gıdaların alımına dikkat etmelidir. Daha fazla bilgi için : www.otatipmerkezi.com VEYA 0212 227 70 20 VEYA info@ota.com.tr


7 Aralık 2011 Çarşamba

Selülit tedavisinde vitamin ve mineral yönünden zengin beslenmek önemlidir. Özellikle iyi bir antioksidan olan C vitamini, ciltteki kolajen yapımında önemli bir pay sahibidir. Maydanoz, karnabahar, brokoli, portakal, kivi, limon, çilek, greyfurt, yeşilbiber gibi besinler içeren, C vitamini yönünden zengin menülerle selülit tedavisinde etkin sonuçlar alınabilmektedir.

6 Aralık 2011 Salı

Ara öğünü atladığınızda kan şekeri dengeniz olumsuz etkilenebilir. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, hem sonraki öğünde daha fazla besin tüketirsiniz, hem de uzun süre herhangi bir besin tüketilmediği için, vücut sinyaller yollayıp kendini korumaya alır ve bir sonraki öğünü depolama eğilimi gösterir. 
Daha fazla bilgi için www.otaguzellik.com veya 0212 236 47 12

5 Aralık 2011 Pazartesi

Yüz felcinden kısmen korunmak mümkündür. Yüzün ıslak ve nemli kalması soğuğun etkisinin artmasına neden olur. Bu nedenle yüzün ve saçların iyice kurutulması, aşırı soğuk havaya çıkmak gerekiyorsa, soğuğun etkisini azaltacak şapka, kaşkol gibi önlemler alınmalıdır. www.otatipmerkezi.com


2 Aralık 2011 Cuma

Nefes alırken, sigara içerken, hava kirliliğinden, egzoz gazlarından ve sulardan bedenimize giren serbest radikaller, hücre ölümünü artırarak yaşlanmaya neden olur. Üzüm çekirdeği ekstresi, kivi, ayran, yeşil sebzeler gibi anti-oksidanlar serbest radikaller ile savaşarak vücudumuzun savunma sistemini güçlendirirler.

İŞTAH KESEN ÖNERİ : Kahvaltıda armut yiyin, armudu rendeleyin ve yulafla karıştırın, bu karışıma biraz da yoğurt ekleyin, armudun içeriğindeki fruktoz uzun süre tok hissettirecektir. Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr

30 Kasım 2011 Çarşamba


Doğurganlık çağındaki tüm kadınların AIDS konusunda bilgilendirilmesi ve gerekiyorsa test uygulanması önemlidir. Hastalığı taşıyan anneden bebeğe, doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğum sonrasında bulaşması mümkündür. Anne sütü virusun bulaşmasına neden olabilir. Eğer HIV taşıyan bir kişi ile bulaşmaya neden olabilecek bir temas gerçekleşmişse, koruyucu önlem alınması ve izlem için bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurulabilir.
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr - Enfeksiyon Hastalıkları 

29 Kasım 2011 Salı




Hamilelik döneminde yeterli demir alınmazsa, anne adayında yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, cildinde ve mukozalarda solukluk, saç dökülmesi gibi belirtiler baş gösterir. Demir eksikliğine bağlı kansızlığın oluşması durumunda ise, erken doğum riski oluşur. Ayrıca doğacak bebekte düşük doğum ağırlığı söz konusu olabilir.  

26 Kasım 2011 Cumartesi



GENÇ KALMAK İÇİN : 

* Düzenli egzersiz yapın
* Alkol ve sigaradan uzak durun.
* Beslenmenize çok önem verin. Beslenme ve diyet uzmanı desteği alabilirsiniz..
* Günde en az 8-10 bardak su için.
* Sağlığınızı kontrol altında tutmak için düzenli check-up yaptırın.



25 Kasım 2011 Cuma

Ateşli çocuğun genellikle elleri-ayakları soğuk, başı sıcak olarak hissedilir. Böyle durumlarda üşümesin diye kalın giysiler giydirmek doğru olmaz, ellerini ellerinizle ısıtıp, ayaklarına çorap giydirebilirsiniz. Ancak üstünü ince giysisiyle bırakmanız gerekir.





24 Kasım 2011 Perşembe

Öğretmenlerimizin kalbini kazanmak istiyoruz !

        Tüm öğretmenlere ÜCRETSİZ Kardiyolojik Check-Up yapıyoruz !




                          

23 Kasım 2011 Çarşamba

Sigara içenler ne yemeli ? Ne içmeli ?


Sigara içen kişilerin C vitamini ihtiyacı normalin iki katıdır. Bu nedenle sigara içenler C vitamini bakımından zengin kivi, kırmızı biber, kuşburnu, portakal, limon, maydanoz, salatalık ve diğer yeşil yapraklı sebzeler ile anti-oksidan içeriği yüksek soğan-sarımsak tüketimine özen göstermelidirler.

20 Kasım 2011 Pazar

Ota artık Youtube'da !



Cilt yenileme tedavimiz Fraxel Laser artık Youtube'da !
http://www.youtube.com/watch?v=wnuGaGMNfXI

Ultrashape bölgesel incelme sistemi detayları artık Youtube'da !
http://www.youtube.com/watch?v=lkXCilt4klY

Dövme Silme işlemi videomuz artık Youtube'da !
http://www.youtube.com/watch?v=UuTtRRHJirE

18 Kasım 2011 Cuma



ÖNERİ : Tavuk yemeklerinizin içine kimyon ekleyerek hem daha lezzetli olmasini sağlayabilir, hem de kimyonun mide ve bağirsaklardaki gazi söktürücü, idrar söktürücü, hazimsizliği giderici, sinirleri yatiştirici özelliğinden faydalanabilirsiniz.

17 Kasım 2011 Perşembe


Okul başarısını arttırmak için beslenme alışkanlığında yapılacak küçük değişiklikler çok etkili sonuçlar yaratabilir. Beslenme programının 3 ana 4-5 ara öğün şeklinde olması, öğünlerde sebze, meyve, tahıl ve et olmak üzere tüm besin gruplarına yer verilmesi ve mutlaka güne kahvaltı edilerek başlanması gerekir. Eğer kahvaltı edilmez ise, akşam yemeğinden sonra ertesi gün öğlen yemeğine kadar geçen yaklaşık 22 saatlik süre boyunca aç kalınması konsantrasyon bozukluğuna yol açar.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Kasım ayında doğan tüm dostlarımıza Doğum Günü hediyeleri bizden !

                                       
                                                   Ücretsiz Mini Check Up 
                                 Ücretsiz Vücut Analizi ve Diyetisyen Görüşmesi 
                  Ücretsiz Cilt Analizi ve Doktor Görüşmesi / Ücretsiz 1 Hafta Fitness

 

13 Ekim 2011 Perşembe

Diyet ve Lazer Epilasyon üyelerimize HEDİYE !



Diyet ve Lazer Epilasyon üyelerimizden 3 ya da 4 kişi getirenlere parasını iade ediyoruz ! 

Detaylı bilgi için 0212 236 47 12 
www.ota.com.tr - info@ota.com.tr

Grip aşınızı yaptırdınız mı ?



GRİP (İnfluenza) ve GRİP AŞISI

Grip, influenza adlı virüsle oluşan, yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi belirtilerle seyreden, son derece bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Pek çok insanın gribin bir çeşit soğuk algınlığı olduğunu düşünmesine rağmen, grip sonrası gelişen hastalıklar nedeniyle, her yıl binlerce kişi hayatını kaybetmektedir.

Grip, hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ve hatta konuşması ile havaya dağılan virüs içeren damlacıkların, solunum yoluyla alınması ile yayılmaktadır. Bu damlacıklar birkaç saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir. Bu nedenle okul, iş yeri gibi kalabalık ortamlarda bulunan kimseler özellikle risk altındadır. Grip, virüs bulaşmış el ve cansız nesnelerle temas sonucu da bulaşabilmektedir. Grip virüsü, hastalığın belirtileri başlamadan bir-iki gün öncesinden başlayarak, hastalığın belirtileri başladıktan sonraki 4–5 gün boyunca bulaştırılabilmektedir ve hasta kişiyi en az 3–5 gün süreyle yatağa bağlar.

Grip virüsleri sıklıkla değişirler ve bir grip virüsü ile hastalık geçirmek, kişiyi diğer türlerdeki virüslerden korumaz. Dolayısı ile grip geçirmiş kişi, tekrar aynı hastalığa yakalanabilmektedir. Korunmada aşının katkısı oldukça önemlidir. Virüsün hemen her yıl genetik yapısını değiştirmesi ve farklı bir virüs olarak ortaya çıkması nedeniyle aşı her yıl tekrar yaptırılmalıdır. Grip aşısının etkinliği %70-90’dır. Sağlıklı erişkinlerin %90’ını hastalıktan korumaktadır.


Dr. Tülay Türksoy Akvardar
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
OTA TIP MERKEZİ



Sigara ve Beslenme





Sigara içen kişinin kanında oksijen taşıma kapasitesinin de azalmasıyla hücreler düzenli olarak çalışamaz hale gelir. Yetersiz sindirilen besinler etkin şekilde kullanılamadığında ise beslenme olumsuz etkilenmektedir.

11 Ekim 2011 Salı

Beslenme ve diyet uzmanımızdan brokolinin faydaları;


Brokoli içindeki sulforafan maddesi sayesinde akciğer sağlığını koruyucu niteliklere sahiptir. Brokolinin bu özelliliğini hatırlamak için brokolinin şekil olarak ta akciğere benzerliğini düşünmek yeterlidir. Sağlıklı bireyler için üst solunum yolu ve akciğeri kapsayan alt solunum yolu enfeksiyonlarının yaygın olarak görülebildiği son bahar mevsiminde korunmak ve sağlıklı beslenerek bağışıklık sistemini kuvvetli tutmak önem taşır. Brokoli tüketimi koruyucu bir tedbir olmakla beraber, akciğeri hasta olan ve akciğer enfeksiyonu olan bireylerde bakterilere karşı mücadele edemez hale gelmiş olan hücreleri aktifleştirmeye ve enfeksiyona karşı temizleyici görevlerini yapmaya yardımcı oluyor. Brokolinin gaz yapıcı etkisine fazla maruz kalmamak için gün aşırı ana öğünlerinizden birine eşlik edecek şekilde 3 parça tüketmeniz yeterlidir.

3 Eylül 2011 Cumartesi

Fito-Diyet Nedir ?



Fitodiyet nedir?Fitoterapi, bitkilerin içerdiği kimyasal maddeleri belirli doz ve şekillerde kullanarak hastalıkları önleme ve tedavi etmektir. Şifalı bitkiler ile tedavi anlamına gelen Fitoterapi, farmakolojinin bir dalıdır.
 
Fitoterapi Fitoterapi terimi ilk kez 1870-1953 yılları arasında yaşamış Fransız hekim Henri Lenclerc tarafından La Presce Medical adlı dergide kullanılmıştır. Oysa, bu tarihten çok önce bitkilerin hastalıkların tedavisinde ve koruyucu hekimlikte kullanıldığını bilmekteyiz. Konuya dair en eski kayıtlar 5000 yıl öncesine dayanmaktadır.
Bitkiler, insanların yaşamlarını ve sağlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli besin öğelerini ve elementleri içeren sonsuz bir kaynaktır.
 
Bitkisel tedaviBitkisel tedavi, son yıllarda ilaçların yan etkilerin çokluğu, doğallığın yan etkiden arınmış olduğu düşüncesi, ilaç fiyatları,kronik hastalıklar, gibi pek çok nedene bağlı olarak yeniden popüler hale gelmiştir.
Fito-diyetFito-diyet , bilinen ve uygulanan sağlıklı beslenme kuralları eşliğinde aynı zamanda kişiye özel bitkisel karışımların da kullanıdığıbir diyet programıdır.Kişinin yaşam tarzı, ideal kilosu, kişisel özellikleri, laboratuar bulguları ve hastalıkları dikkate alınarak hazırlanır.
 
FitodiyetFitodiyet, kilo vermek isteyenlerin uygulayacağı bir program olmasının yanı sıra, sağlıklı yaşamak isteyenkronik hastalığı için fitoterapiden destek almak isteyen kişilerin de başvurabileceği bir programdır. Çocuklukta, büyüme ve gelişme çağında, gebelikte, emziklilikte, lohusalıkta, menopozda kısaca hayatın her yaş döneminde nasıl beslenmemiz gerektiğini ve hangi doğal yaklaşımların beslenmemize olumlu katkı sağlayacağını öğreten bir sistemdir.
 
Fitodiyeti diğer diyetlerden ayıran fark,Fitodiyeti diğer diyetlerden ayıran fark, diyetin bir fitoterapi uzmanı tarafından da destekleniyor olmasıdır. Kişinin bir hastalığı ya da desteklenmesi gereken özel bir durumu (menapoz,ergenlik v.s.) varsa doktor kontrolünde olmak kaydıyla, fitoterapi uzmanı tarafından hastalığına uygun olacak şekilde şifalı bitkiler diyete eklenir. Fitodiyetin diğer bitkilerle yapılan tedavilerden farkı kesinlikle kişiye özel olması ve doktor,diyetisyen fitoterapi uzmanı tarafından uygulanıyor olmasıdır.
Son olarak unutulmamalıdır ki , fitodiyet, alışılmış diyet listelerinin dışında farklı tatlarla zenginleştirilmiş, dinamik, heyecanlı ve aktif bir diyettir.