21 Eylül 2015 Pazartesi

YAZ SONRASI YÜZE YERLEŞEN LEKELER




Derideki leke problemi toplumda oldukça sık rastlanmaktadır. Bu lekeler, kişide dış görünüşü etkilediğinden kozmetik ve psikolojik problemlere neden olabilmektedir. Özellikle yaz aylarında koruma kremi sürmeden güneşe fazla maruz kalma sonucunda yüzde lekeler ortaya çıkabilmektedir.

Cildimizin koyu ya da açık renkte olmasını sağlayan deride bulunan melanin adı verilen pigmentlerdir. Melanin pigmentinin özellikle yüz gibi görünen bölgelerdeki bölgesel artışları cilt lekelerini oluşturmakta ve kişiyi rahatsız etmektedir. En sık rastlanan güneş lekeleri çiller (lentigo, efelid), melazma (gebelik lekeleri) ve yaşlılık lekeleridir.

Etyolojide en önemli faktör güneşe maruziyet ve genetik yatkınlıktır. Ayrıca gebelik, hormon tedavileri (doğum kontrol hapları), kozmetikler, tiroid fonksiyon bozukluğu, sistemik hastalıklar ve kalıtsal hastalıklar da sorumlu tutulmaktadır. Bu durumların tespiti için çeşitli testler yapılmaktadır.
İlaçlar (bazı kalp ve tansiyon ilaçları, antibiyotikler (tetrasiklin grubu), epilepsi ilaçları ) ve bazı besinler (baklagiller, incir, dereotu, bergamut, limon) de bazı kişilerde güneşe duyarlılık yaratma yoluyla lekeye neden olabilir.

Özellikle bahar ve yaz aylarında yüz bölgesine yapılan sir, ağda gibi uygulamalardan sonra, kimyasal peeling uygulamalarından sonra lekelenme olabilmektedir.

Lekeler, çoğunlukla yanak, alın, dudak üstü, çene gibi güneş gören bölgelerde ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda ve özellikle koyu tenli cilt tipi IV-VI olanlarda daha sık görülür.

Leke tedavisi öncesi lekenizin bir dermatoloji-cilt doktoru tarafından cilt analizi yapılarak teşhis ve tedavi edilmesi çok önemlidir. Klasik olarak leke tedavisine kış ayları ekim gibi başlanması önerilmektedir.

Hastalıkta melanositler ultraviyole ile kolayca stimüle olabildiği için hastaların güneş ışınlarından ve ultraviyole kaynaklarından kaçınılması, spektrumu geniş güneşten koruyucu kremler kullanılması gerekir. Daha önceki gebeliklerde leke gelişen kadınların gün boyu güneşten korunması gerekir. Kozmetik ve ilaçlar gibi bazı duyarlandırıcı ürünlerden kaçınmak önemlidir.

Leke tedavisinde topikal ajanlar, dermabrazyon, kimyasal peeling, PRP, mezoterapi ve lazer gibi işlemler uygulanır.

Lazerle leke tedavileri yaygın olarak kullanılmaktadır. Q Switch lazer ile sadece sorunlu bölge üzerinde çalışarak etrafındaki dokulara zarar vermeden lekeler tedavi olabilmektedir. Melanin pigmenti içeren hücreleri yıkarak ve derinin üst katmanını soyarak etkili olur. Q Switch lazer kollajen üretimini uyarak cildin gençleşmesine yardımcı olur. Cildin gerginliği artar, gözenekler sıkılaşır, renk ve ton farkları azalır. İşlem sonrası dönemde günde en az iki kere 30 SPF ve üzeri güneş koruyucu krem kullanılması gereklidir.






Dermatoloji Uzmanı Dr. Pelin TAŞKIRAN

16 Eylül 2015 Çarşamba

KABIZLIK ve BESLENME




Kabızlık yani konstipasyon, barsak hareketlerinin yavaşlaması ile dışkılama sıklığının azalması ve haftada üçten az sayıda dışkılama olarak isimlendirilir. 

Yetersiz posa alımı ve az su tüketimi kabızlığın başlıca nedenleri arasındadır. Bunların dışında hareketsizlik, alkol tüketimi, hormon bozukluğu, gebelik, yaşlılık ve bazı ilaçlar gelmektedir.

Beslenme alışkanlıklarımızda yapacağımız bazı değişiklikler kabızlık probleminizi azaltır.

Peki, bu değişiklikler nelerdir?
  • Güne 1 bardak ılık su ve kuru meyve tüketerek başlayın.
  • Günde 2-2.5 litre su için. Su, barsak hareketlerinin düzenlenmesinde en önemli faktörlerden biridir.
  • Her gün 1 kase probiyotik yoğurt veya kefir tüketin.
  • Haftada 2 kez kuru fasulye, nohut, barbunya, yeşil mercimek gibi kuru baklagiller tüketin.
  • Günde 5 porsiyon sebze ve 3 porsiyon meyve tüketmeye dikkat edin. Meyveleri kabuklu tüketin ve bu dönemde elma, muz, şeftali gibi meyvelerden uzak durun.
  • Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmek tercih edin.
  • Kabızlıkta oluşan şişkinlik için yeşil çay, rezene ve papatya çayı için. Eğer süt tüketimi şişkinlik yapıyorsa, laktozsuz sütü tercih edin.
  • Günlük beslenmenizde ıspanak, marul, kereviz, taze fasulye, salatalık, fındık, badem gibi magnezyumdan zengin besinleri tercih edin.
  • Yemeklerinizde ve salatalarınızda zeytinyağ kullanın.
  • Günde düzenli olarak 30 dakikalık yürüyüşler yapın.
Beslenme alışkanlıklarınızda değişikliğe gitmeden sinameki içerikli bitki çayları ve laksatif içerikli ilaçlar kullanmayınız.Çünkü bu ilaçların uzun süre kullanımı barsak tembelliği oluşturur. Bu dönemde mutlaka doktora ve beslenmenizi düzenlemesi için bir diyetisyene başvurun.

Diyetisyen Selvi Akman