10 Kasım 2016 Perşembe

PRP Tedavisi Nedir?

Trombosit (Pıhtılaşma hücresi) yönünden zenginleştirilmiş büyüme faktörleri içeren kan plazması ile tedavi anlamına gelen, kişiden alınan belli miktar (10-20 cc) kanın özel bir tüp ile santrifüjü sonrası bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen plazmanın kişiye mezoterapi enjeksiyonu (ince uçlu iğneler ile deri altına) yoluyla verilmesi işlemidir.
PRP tedavisinin temelini oluşturan “trombositler” insan vücudundaki hasarlı dokuların onarımını sağlayan, iyileştirme faktörlerini yapısında barındıran kan hücreleridir. Dokularda meydana gelen hasar oluşumunda trombositler o bölgeye hücumederek onarım sürecini başlatır. PRP uygulamalarının amacı; bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek trombosit ve büyüme faktörlerini çok daha yoğun uygulayarak, onarımı hızlandırmaktır.

PRP'nin tedavi bölgesine uygulanması ile birlikte ilk haftalardan itibaren farkedilir değişim gözlemlenir. PRP tedavisi medikal estetik ve cilt yenilemede uygulanan lazer-radyofrekans-mezoterapi-dolgu-botoks vb diğer tedavi yöntemleri ile kombine edildiğinde cildin nem tutma kapasitesini arttırmakta,kollajen ve elastin sentezini arttırarak onarım ve yeniden yapılanmayı desteklemektedir.
Yıllar içinde yaşlanma ile meydana gelen kırışıklık,kollajen kaybı,sarkmalar gibi cilt kusurları PRP tedavisi ile onarılabilmektedir. Yüz, boyun, dekolte bölgesi, el üstü,saçlı deri gibi pekçok bölgede tedavi etkinliği olan PRP cildin esneklik ve parlaklığını geri kazandırmasının yanısıra mezoterapi (vitamin enjeksiyonları) ile birlikte kombine edilerek uygulanan protokollerde saç dökülmesi ve saç kayıplarını önlemede mucizler yaratmaktadır.
PRP işleminden önce uygulanacak bölgeye lokal anestezi(krem) uygulanmaktadır ve kişinin kendi trombosit hücrelerinden yararlanılan bu uygulama için kişiden bir miktar kan örneği alınmaktadır. Seans sayısı ve tedavi aralıkları uygulayıcı hekim tarafından hastanın problemine göre belirlenmektedir. Genel bilgi olarak 3-4 hafta arayla 3-4 seans uygulama yeterli görülmekte,sonrasında 6 ay-yılda birkez tekrarı önerilmektedir.

PRP tedavisinde hastanın kendi kanından ayrıştırılan bileşenler uygulandığından bir yan etkisi yoktur. Tedaviden sonra hasta günlük yaşantısına devam edebilir. Cildin hassasiyetine göre uygulama sonrası geçici olarak bir miktar ödem, morluk ve kızarıklık gözlemlenebilir.
Kan sulandırıcı tedavi kullananlarda , kanser öyküsü olanlara, kan hastalığı olanlara, uygulanacak bölgede infeksiyon ve iltihap olanlara uygulama yapılmaz.
 PRP işleminden sonra aynı gün uygulama bölgesi sıcak su ile yıkanmamalı,güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır.

Dr.Pelin Taşkıran
Medikal Estetik Hekimi

5 Kasım 2016 Cumartesi

BİR JAPON YEŞİL ÇAYI : MATCHA



Matcha yeşil çayı son zamanların merak edilen besinlerinden birisi. Oysaki binlerce yıllardan beri Orta Asya ülkelerinde meditasyon öncesi bedensel ve zihinsel arınmaya yardımcı olmak amacıyla kullanılmaktadır. Matcha çayını diğer çaylardan ayıran özellik ise üretim sürecinde güneş ışığıyla temasından kaçınılıyor. Böylece kateşin içeriği tüm çaylar içerisinde oldukça fazla miktardadır. Aynı zamanda içeriğindeki antioksidan, klorofil, vitaminler ve mineraller ile sağlığımızı olumlu yönde etkilemektedir. Peki, bu besinin faydalarını öğrenmeye hazır mısın?
  • Matcha çayı içeriğinde bulunan 'kateşin'ler sayesinde kanseri önleyici, yaşlanma belirtilerini azaltıcı etkileriyle vücutta antioksidan özellik göstermektedir.

  • Matcha tüm çaylar içerisinde en çok L-Theanine miktarına sahip olan çaydır. Bu içeriği sayesinde anksiyeteyi azaltmakta ve zihinsel performansı arttırmaktadır.

  • Çalışmalara göre Matcha çayı hem kafein hem de yüksek EGCG ( epigallokateşin-galat ) içeriği ile metabolizmayı hızlandırmakta ! Bu da sağlıklı bir diyet ile tüketildiği zaman kilo vermeye yardımcı olabileceğinin önünü açabilir.

Dolayısıyla, artık Matcha çayının faydalarını biliyoruz! Matcha çayını, beslenme programında çeşitlendirerek kullanmanın 3 yolunu hazırsan, açıklıyorum :)

1- Smoothie'lere ekle :

Malzemeler: ( 1 Porsiyon )
  • 1 su bardağı yarım yağlı süt
  • 1 su bardağı taze doğranmış ıspanak
  • 1 orta boy yeşil elma
  • 3-4 adet taze nane yaprağı
  • 1 çay kaşığı matcha tozu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeyi pürüzsüz oluncaya kadar blenderize edin. Afiyet olsun.

2- Bir sıcak Matcha Latte :

Malzemeler: ( 1 Porsiyon )

1 /2 su bardağı kaynatıp biraz beklemiş su
½ su bardağı yarım yağlı süt
1 tatlı kaşığı matcha tozu
1 tatlı kaşığı bal

Hazırlanışı :
French press içine Matcha tozunu ve suyu alıp karıştırdıktan sonra Matcha çayının demlenmesi için yaklaşık 5 dakika bekletin. Matcha çayı demlendikten sonra süt ve balı ekleyin. Afiyet olsun.

3- Yulaf ezmesinin içine katın :

Malzemeler: ( 1 Porsiyon )
1 su bardağı yarım yağlı süt
3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
½ küçük boy muz
¼ fincan dondurulmuş yaban mersini
1 çay kaşığı matcha tozu

Hazırlanışı:
Süt ve yulafı orta ateşte hafif pişirin ve soğumaya bırakın. Daha sonra 1 kase tüm malzemeyi karıştırın. Afiyet olsun.

Dikkat !

  • Matcha çayının içerisindeki kateşinlerden maksimum yararlanım için suyun sıcaklığı 60-70 santigrat derecelerde olmalı ve çayla birlikte deminin de tüketimi önemlidir.
  • Kansızlık, mide ve böbrek problemleri olan kişilerin, hamile ve emziklilerin Matcha çayını tüketmemesi ve herhangi bir ilaç kullanan kişilerin de bir uzmana danışmadan tüketmemesi gerekmektedir.

Diyetisyen Selvi Akman